Artık kavgadan kaçmıyoruz

FENERBAHÇE:0 - GALATASARAY:0

Tek bir pozisyon aslında maçı çok güzel özetliyor. Galatasaray ceza sahasından seken bir topa, Dia gelişine çok sert vurdu. Top Cana'nın karın boşluğuna çarptı ve geri döndü. Halı sahalarda veya küçükken sokak aralarında yaptığınız maçlarda mutlaka sizde aynısını yaşamışsınızdır. İnsanın nefesi kesilir, nerede olduğunuzu şaşırırsınız. Dönen top tekrar Fener'li oyuncunun önüne düştü ve bekletmeden 2. şutunu çıkardı ama yıkılmayan Cana o topuda çeldi ve ancak topun arkadaşlarında olduğunu gördükten sonra kendini bıraktı...

Bu pozisyon, hem bu maçın, hemde bu günden sonra Hagi'nin Galatasaray'ının nasıl savaşacağını bizlere anlatıyordu. Bence maçın adamı tartışmasız Pino'ydu. Geçen sene Baros'un ayağının kırıldığı FB-GS maçındaki, Kazım'ın tek forvet performansını anımsattı bana.

Maç öncesi bakıldığında Fenerbahçe'nin en tehlikeli silahı Niang'tı. Topu alıp yüzünü kaleye döndüğü pozisyonlarda Servet veya Neill'i teketekte çok zor durumda bırakabilirdi. Bunun bilincinde olan Neill maçın hemen başında ona ardarda çok sert bir kaç faul yaptı ve adeta gözdağı verdi. Servet'te tek topta tüm müdahelelerde başarılıydı. Fener'de Alex ve özellikle Stoch çok etkisizdi. En iyisi Yobo'ydu, hatasız oynadı.

Benim adıma Hagi'nin en enteresan tercihi Insua yerine Hakan'la başlamasıydı. Dia gibi süratli bir adamı onun benzeri çabukluktaki Insua ile değil de tam tersine, daha ağır ama daha fizikli Hakan'la durdurmayı denedi ve başarılı da oldu.

Bu arada maçın bir diğer iyiside Elano idi. Ondaki değişim hemen göze çarptı. İlk kez istekli olduğunu bizlere hissettirdi. Oyundan çıkarken Galatasaray taraftarlarını alkışlaması ve taraftardan da aynı karşılığı alması, bir nevi kavgalı iki çocuğun barışmasını izlemek gibiydi.
Hagi daha çok oynatmamak üzerine kurulmuş ama çıkarılabilecek en iyi 11'i çıkardı. Futbolcular yıllar sonra ilk kez Fenerbahçe'den daha çok koştular ve daha çok pozisyona girdiler. Sonucunda da hakettikleri bir puanı aldılar.

Şimdi asıl önemli olan; bu maçı fazla abartmadan, üstüste bir kaç maç kazanabilmek ve kendine güveni gelmiş, kavga etmekten kaçmayan futbolcularla ligin kalanında onurlu bir mücadele vermek!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

FELİPE MELO RÖPORTAJI

Djiehoua: Futbol Canavarı

HAYATIMIN FİLMLERİ #41.Ip Man#

HAYATIMIN FİLMLERİ #46.The Pianist#

Şampiyonlar Ligi 3.torba aşkına

Transferdeki akıl durgunluğunun son adımı: Engin Baytar

HAYATIMIN FİLMLERİ #31.Old Boy#

HAYATIMIN FİLMLERİ #30.Rain Man#

35'lik Cris ve Cruzeiro 2003

SPOR TARİHİNİN EN BÜYÜK 10 AYARI