Bunu söylemek acı ama takımda yabancılardan başka savaşan adam yok... Her yerde yanlış var.
Bu arada yazıları sormuşsun,GS'nin bu hali beni soğuttu kardeşim sorma gitsin,yazacak o kadar çok şey var ama içimden gelmiyor inan.Kendimi tekrar ediyormuşum gibi geliyor.Yanlışlar belli ve değişmiyor aynı yanlışları anlatmaktan dillerimizde tüy bitti.
Haklısın Burak.. Bu maça kadar her maç, ayrıntılı bir şekilde ne gördüysem onu yazmaya çalıştım ama benim de içimdeki ateşi söndürdüler. Yine izleyeceğim maçları, Baros'u, Kewell'ı seyredeceğim ama yönetim değişmedikçe, ruhsuzlar topluluğu gitmedikçe maç analizi falan yapmak çok değersiz...
İtalyan "TMW magazine" dergisi Felipe Melo ile güzel bir röportaj yapmış. Orjinali için tık . Bizim çoğu spor sitesinde Galatasaray ile ilgili kısımlar var ama ben elimden geldiğince tüm röportajı çevirmeye çalıştım. 3 yıldır işim nedeniyle öğrenmeye çalıştığım İtalyanca'nın da bir faydasını görmüş olayım artık dedim... SİYAH-BEYAZ'IN ARDINDAN HAYATIM Felipe Melo gülüyor. Bir savaşçı gibi bakıyor ama karar vermiş: Kılıcını sadece alanını çizmek için kullanıyor artık. “Şimdi çok sakinim, şimdi farklıyım.” diyor. Odanın dışında hayat çok hızlı akıyor. Barcelona'dayız ve dışarıdan deniz kokusu geliyor. İspanya güne yeni uyanıyor ama gladyatörün gözleri tamamen açık. "Haftasonu için eşim Roberta ile buradayım. Biraz rahatlamak ve stres atmak için..." "Bu yeni bir adam" diyor. Kalbinde ve dövmeleri ile bedeninde İncil'den bazı alıntılar yazıyor. Kolunda da birkaç isim var : Lineker, Davì ve Pietra... Göğsünde ise ar...
Güçlü futbolcu iyidir, hoştur ama bu ne be arkadaş.. Serge Pacome Djiheoua... Gerçekten hayretle izliyorum onu. İlk kez 2 sene önce Antalyaspor 'un bir maç özetinde gördüm onu, kamera yakın çekim yaptığında bir baktım ki baldırları yanındaki rakip futbolcunun beli kadar! Dev gibi bir adam futbol oynuyordu, hatta o maç golde atmıştı. Böyle bir vücutla profesyonel futbol oynanabileceğine inanamamıştım. Korkunç görünüşüne rağmen bir o kadar da sempatik bir adam Djiehoua. Maçlarda sürekli gülerken görebilirsiniz onu. Fiziki görünümü, futbolundan daha çok konuşuldu hep. Bir BJK maçında kendine sarı kart gösteren hakeme sarılmıştı da, hakemin suratındaki ifadeyi unutamıyorum :) “Türkiye ve Antalya’da olmaktan dolayı çok mutluyum, çok sert bir görüntüm var, bunu biliyorum. Ancak bunun altında şeker gibi çocuk ruhlu bir adam yatıyor. Maalesef dış görüntüm insanları yanıltabilir. Zamanla insanlar bana alışacak. Hayatımda futboldan başka bir şey yok adeta futbola aşığım. Evliyim ve çocuğum ...
41.Ip Man (2008) Yönetmen: Wilson Yip Oyuncular: Donnie Yen Imdb notu: 8.2 Listemin "Issız adam"dan sonra 2. sürprizi de geldi :) Ip man, Türkiye'de gösterime girmediği için ülkemizde çok fazla bilinmeyen ve bu nedenle hakettiği değeri tam anlamıyla görememiş bir film. İzlemeden ahkam kesmeye bayılan tipler tarafından "amaan vurdulu kırdılı dövüş filmi işte ne olacak" diye küçümsenebilecek ama izleyipte derin hikayesinden ve dövüş sahnelerinin harika kareografisinden etkilenmemenin elde olmadığı muteşem bir film. İlla dövüş filmi diye niteleyeceksekte, gelmiş geçmiş en güzel dövüş filmi! Zaten sanırım Imdb notunun 8.2 olması dövüş filmi diyince Jackie Chan'i hatırlayan bir nesil için yeterinde açıklayacıdır. Birkaç ayda bir, mutlaka ya tümünü yada bir kaç sahnesini izlerim. Ip Man, 1940'larda Japonya'nın Çin'i işgalinin hemen öncesi ve işgali sırasında geçiyor. Çin dövüş sanatlarının merkezi olan Foshan kentinde yaşayan Ip Man...
46. The Pianist (2002) Yönetmen: Roman Polanski Oyuncular: Adrien Brody , Thomas Kretschmann Imdb notu: 8.5 Polonyalı piyanist Wladyslaw Szpilman 'ın, II. Dünya savaşında Almanlar Polonya'yı işgal ederken yaşadığı inanılmaz zulümü anlatan filmimiz, şimdiye kadar çekilen diğer "Yahudi soykırımı" filmlerinde anlatılmayan şeyleri de anlatmasıyla onlardan büyük bir ölçüde ayrılıyor. Yahudiler’in kendi içlerinde oluşan sosyal farklılaşma, zengin ve fakir yahudilerin soykırıma giden yolda nasıl birbirlerinden ayrıldıkları, işgalden sonra Polonyalılar’ın belirli bölümünün Nazi sempatizani haline gelmeleri, hatta tam tersine Yahudi sempatizani olan Alman Nazi subaylarının da bulunduğunu gözler önüne seriyor. Varşova 'nın harabeye dönmüş halini birebir yansıtan muhteşem kareleri, Szpilman’in gözünden seyrettiğimiz çatışma sahneleri ve hepsinden daha önemlisi, Roman Polanski 'nin, duygu sömürüsünü abartmadan, ortalığı kan gölüne çevirmeden, hayran olunası b...
Bu akşam ve yarın oynanacak play off rövanş maçlarının ardından, şampiyonlar ligi gruplarına katılacak son takımlar da belli olacak. Galatasaray’ın 6 yıldır özlemle beklediği ligin kura çekimine (30 ağustos perşembe) 3. torbadan katılabilmesi için aşağıdaki eşleşmelerde isimleri koyu renk yazan 4 takımdan en az 2 tanesinin turu geçerek gruplara kalması gerekiyor. Bugün 21.45 Panathinaikos - Málaga (İlk maç Malaga evinde 2-0 yendi) Anderlecht - Ael Limassol (İlk maç Limassol evinde 2-1 yendi) Yarın 21.45 Cluj - Basel (İlk maç Cluj deplasmanda 2-1 yendi) Dinamo Kiev - Borussia Mönchengladbach (İlk maç B.Mönchen. evinde 1-3 kaybetti) İlk maçlarda alınan sonuçlara bakıldığında, B. Mönchengladbach’un gruplara kalması için küçük çaplı bir mucize gerekirken, Galatasaray’a “çalışan” diğer 3 takımın avantajlı skorlar aldığını görüyoruz. Özellikle Malaga evinde 2-0 kazanarak bize gereken iki biletten birinin ucundan tutmuş gibi.. Geriye Cluj ve Limassol ‘dan birini daha bekl...
Pas, teknik, top sürme, frikik, bitiricilik, kafa, orta yapma, konsantrasyon, şut, denge, pozisyon bilgisi, soğukkanlılık, çeviklik, oyunu okuma, yer tutma, sürat, güç, mental vs... Futbolcuların temel özelliklerini listelemeye kalksak liste böyle uzayıp gider... Biz diğer hepsini bir kenara koyup, sadece top tekniklerine göre ligimizdeki yerli futbolcular için bir sıralama yapacak olsak, Engin bu listenin en tepesindeki iki üç adamdan birisi olurdu. Fakat futbol sadece teknik değil ve Engin de ligimizdeki en iyi yerli futbolculardan birisi değil! Öncelikle bunu belirtelim. Transferinin gerekliliğini tartışmaya geçersek; Sol açık pozisyonu için önce alternatifi Culio , sonra da yerin asıl sahibi Arda gidince, o bölge tamamen sahipsiz kalmıştı. Oraya kaliteli bir yabancı oyuncu alınacağını varsaysak bile rotasyon için bir tane de yerli futbolcu alınması şarttı. GS kalitesinde alınabilecek sol kanat adamlarının sayısı çok çok az: Sıras...
31. Old Boy (2003) Yönetmen: Chan-wook Park Oyuncular: Min-sik Choi , Ji-tae Yu , Hye-jeong Kang Imdb notu: 8.4 Bir değişiklik yapıyoruz ve listemin 31. sırasındaki film olan Old Boy'un yazısı, arkadaşım Psikavukat'tan geliyor! Teşekkürler dostum, bu film bundan daha güzel anlatılamazdı. --- Yazacağımı söylediğim ve uzun zamandır hazırlık yaptığım Old Boy konusunu sonunda paylaşabiliyorum. Bu konuda bana eşlik eden arkadaşım R e n k ’e teşekkürü borç bilirim. Filmi eğer izlemediyseniz önce izlemenizi sonra yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Filmi en kısa nasıl özetlerim diye uzun zaman kafa yorduktan sonra aşağıda ki cümle ortaya çıktı: “Psikolojik şiddet pornografisi” Ya da R e n k ’in söylemi ile “Cinsel tabularla ilgili bir kâbus…” Cha n-wook Park’in yazıp yönettiği, 2004 yılı Cannes film festivalinde jüri Grand Prize ödülünü kazanmış Güney Kore filmidir. (Jürinin başkanı Quentin Tarantino idi, aynı zamanda Nuri Bilge Ceyla...
30. Rain Man (1988) Yönetmen: Barry Levinson Oyuncular: Tom Cruise , Dustin Hoffman Imdb notu: 8.0 Yol hikayelerinde karakterlerin zıt yapılarda olması klasiktir, filmin kalitesini ise hikayenin farklılığı belirler. Yağmur Adam'da diğer yol filmlerinde de olduğu gibi iki zıt karakter mevcut ve iyi olanın diğerini değiştirme aşaması konu ediliyor. Farklılık ise burada yatıyor; iyi olan diğerini değiştirirken bunun farkında bile değil... Yönetmen Barry Levinson işin başına geçmeden önce, çok sayıda senarist ve yönetmen "Yağmur Adam" 'ın senaryosuna el atmış. Çoğu, bir kullanılmış araba satıcısının, ülkeyi bir uçtan diğerine kat ettikleri bir yolculukta, ona kalan milyonlarca dolarlık bir servete el koyabilmek için otistik abisinin sevgisini kazanmaya çalışmasının öyküsünü perdeye taşımayı fazla zor bulmuş. Filmin yıldızları Tom Cruise ve Dustin Hoffman bile, çekimler esnasında "Bir arabada iki ahmak" adını taktıkları filmin sonuçta neye b...
Cris bu kadrodan GS-FB 'ye gelen 6. futbolcu oldu. 4-5 sene önce, bizim ligle iyice kafayı bozmamışken Avrupa futbolunu çok daha yakından takip ediyordum. O zamanlardan Lyon formasıyla net hatırladığım Cris, kuvvetli, çok çok sert , hava toplarına hakim, sürpriz goller atan ayağı düzgün gayet iyi bir stoperdi. Bu adam şimdi 35 yaşında.. Son yıllarda hiç takip etmedim, transfermarkt'tan baktığımda hala istikrarlı biçimde oynamaya devam ettiğini görüyorum. Geçen sezon 4'ü şampiyonlar liginde olmak üzere 25 maç 90 dk. oynamış. Bu sezon da 4. haftası geride kalan Fransa liginde ilk 2 maça ilk 11 çıktıktan sonra ufak bir sakatlık yaşamış ve sonraki 2 maçı kaçırmış. Tecrübeli stoper iyidir evet ama bu kadar yaşlısının alınacağını da kimse tahmin etmiyordu . Ben Galatasaray'ın daha önce 35 yaşında bir futbolcu transfer ettiğini hatırlamıyorum. Savunurken Ujfa'dan sadece bir yaş büyük deniyor ama akıllarda hep...
Nuri'nin Podolski'ye verdiği muhteşem ayarı görmüşsünüzdür. Bu tip müthiş "kapak" lara spor aleminde çok sık rastlamıyoruz ama iyisine şahit olmak çok zevkli oluyor hakikaten :) Ben aklıma geldiği kadarıyla "sözle" verilmiş en iyi 10 ayarı seçip sıraladım. Umarım beğenirsiniz: 10- Zlatan İbrahimoviç “Onun topla yaptıklarını ben portakalla yaparım.” (Kendisi hakkında ben ondan daha iyiyim tarzı bir açıklama yapan Carew için söylüyor) 9- Sergen Yalçın "Hasan Şaş yıldızsa ben kuyruklu yıldızım" (2002-2003, Hasan Şaş'ın en iyi zamanları. Medyada deli gibi Sergen'le kıyaslamalar var. Ve konu en son Sergen'e soruluyor. Verdiği cevap net) 8- Mike Tyson "Yumruğu yiyene kadar herkesin bir fikri vardır" (Kendisine meydan okuyan, medyada defalarca onu çok kötü döveceğini söyleyen rakibini nakavt ettikten sonra canlı yayında..) 7- Bill Shankly (Liverpool'un efsane teknik direktörü) "İngiltere'de 2 büyük takım vardır. 1:...
Bunu söylemek acı ama takımda yabancılardan başka savaşan adam yok... Her yerde yanlış var.
YanıtlaSilBu arada yazıları sormuşsun,GS'nin bu hali beni soğuttu kardeşim sorma gitsin,yazacak o kadar çok şey var ama içimden gelmiyor inan.Kendimi tekrar ediyormuşum gibi geliyor.Yanlışlar belli ve değişmiyor aynı yanlışları anlatmaktan dillerimizde tüy bitti.
Haklısın Burak.. Bu maça kadar her maç, ayrıntılı bir şekilde ne gördüysem onu yazmaya çalıştım ama benim de içimdeki ateşi söndürdüler. Yine izleyeceğim maçları, Baros'u, Kewell'ı seyredeceğim ama yönetim değişmedikçe, ruhsuzlar topluluğu gitmedikçe maç analizi falan yapmak çok değersiz...
YanıtlaSil