Hagi'nin Koşanı

5.Mystic River (2003) Yönetmen: Clint Eastwood Oyuncular: Sean Penn, Tim Robbins, Kevin Bacon. Imdb notu: 7,9 ---------------YER YER SPOILER İÇERİR----------------- Sean Penn 'in bana deri mont aldırdığı film.. :) Zaten her zaman en sevdiğim oyunculardan biri olmuştu ama özellikle bu filmde tek kelime ile muhteşem. Hem acımamız gereken (zavallı) bir baba, hem de korkutan (karizmatik) bir eski suçlu. İki uçtan birine azıcık fazla kaysa her şeyi berbat edebileceği bir rolde gerçekten döktürüyor.  Aslında f ilmin (iki kadın oyuncusu da dahil) tüm kadrosu çok başarılı. Örneğin Tim Robbins gibi 1.90 üzeri bir adamın süklüm püklüm hallerini hiç yadırgamıyorsunuz. Çocukluğundan gelen o yük her an omuzlarındaymış gibi görünmez bir kamburu var. Bu iki aktör şovunu yaparken Kevin Bacon 'a daha sade oynanmayı gerektiren bir rol düşmüş ve o da fazlasını hiç zorlamıyor. Clint Eastwood,   Mystic River  hakkında  bir röportajında;  "bir yönetmenin büyük olduğunu gösteren en önemli şe

6.Terminator 2: Judgment Day  (1991) Yönetmen:   James Cameron Oyuncular:  Arnold Schwarzenegger, Linda Hamilton, Robert Patrick. Imdb notu:  8,6 Sanırım daha okula bile başlamamıştım, teyze oğullarıyla gizlice video kasetten Terminatör 1'i izledik. Tabi gördüklerim izlemeye iznim olanlardan biraz farklıydı. Gözünden vurduktan sonra kendi kendine bıçakla kurşunu çıkardığı bir sahne vardı. Benim jenerasyon için travmatiktir :) 40 yılın ardından artık özel efektleri kötü görünüyor ama 1984 yapımı ilk film de çok iyiydi. Oysa devam filmi  Terminator 2: Judgment Day her şeyi değiştirdi.   Seri filmlerde ilkini geçen pek film yok. Baba 2 'yi kabul etmiyorum, Nolan'ın Dark Knight'ını sayabilirim vs. ama burada bahsedilen fark bilimkurgu tarihine yön verdi.  İlk film ile aralarında sadece 7 yıl olmasına rağmen ikinci filmin özel efektleri bugün bile çok iyi.   Herşeyden önce temposu muhteşem ayarlanmış bir film. Direkt olarak en tepede başlıyor, seyirciyi içine çekmek için bir

7.Reservoir Dogs (1992) Yönetmen: Quentin Tarantino Oyuncular: Harvey Keitel, Tim Roth, Michael Madsen, Steve Buscemi. Imdb notu: 8,3 Tarantino ile ilk tanışmam pek çoğumuz gibi Pulp Fiction ile oldu. Ufak yaşımın da etkisiyle hem festivaller hem de Hollywood'da kopardığı fırtınanın (normalde ters orantı beklenir) nedenini, insanların filmde bu kadar ne bulduğunu anlayamamıştım. Daha sonraları hikaye anlatımındaki orjiinalliğe gösterilen beğeniyi kabullendim tabi fakat hala sevdiğim filmlerden biri değil.  Tabi yıllar içinde ustanın tüm filmlerini defalarca kez izledik. Ucuz Roman kadar öne çıkarılmamış da olsa, ilk filmi  Rezervuar Köpekleri  sonraki tüm filmleri dahil  bence açık ara en iyisi. Hatta bir de ünvan uydurayım; tek mekanda geçen filmlerin de en iyisi..    Yönetmenin meşhur video kiralama dükkanında çalışan sinefil genç hikayesini hepiniz biliyorsunuz. Quentin Tarantino filmin senaryosunu tam bu dönem, 28 yaşlarında yazıyor. Uzun bir zaman ilgilenecek yapımcı bula

Oliveira, Torreira’nın yanındaki yerini Kerem Demirbay'a kaptırmış görünüyor. Dün de Kopenhag karşısında sezonun ilk şampiyonlar ligi maçına Kerem 11 başladı, son yarım saat yerini Oliveira’ya bıraktı. İki oyuncu arasında çok ciddi bir kalite farkı yok, üstelik stil olarak da çok benzerler fakat Türk pasaportu avantajıyla ilk etapta şansı bulan Kerem oldu. Oynadıkça gelişme de gösteriyor ve şimdilik iyi gidiyor denebilir. Bu kadar benzer iki futbolcu aynı formaya talip olunca fırsat bu fırsat kendimce bir karşılaştırma yaptım ve sezon sonu istatistikleri için de bir tahmin oyunu oynamak istedim. Tamamen eğlence amaçlı, yıl sonunda öngörülerimi kontrol etmek üzere, buyrunuz.. *Toplam 56 maç üzerinden değerlendirilmiştir.  (38 Süper lig + 6 Şamp. lig eleme + 6 Şamp. ligi + ~6 Türkiye kupası)

  8.The Matrix (1999) Yönetmen: Lana Wachowski & Lilly Wachowski  Oyuncular: Keanu Reeves, Laurence Fishburne, Carrie-Anne Moss Imdb notu: 8,7 Futbol, sinema ve satranç ruhumun kutsal üçlüsüdür...  İlkokula yeni başlamışım, dayım tüm yeğenlerine pazardan birer tane çakma Galatasaray forması almış. Şortu da var. Sarı-kırmızı renkleri arması filan çiçek gibi parlıyor. Elime aldığım ilk an mutluluktan ölecektim. Arkasını çevirdim 8 yazıyor. Prekazi. Ve işte artık dünya üzerindeki en fanatik Galatasaray taraftarı benim.. Forma Prekazi ama ilk kahramanım Tanju Çolak oldu. Onun oynadığı halde yenildiğimiz maçlarda bir hata olduğunu düşünüyordum. Böyle bir şey nasıl olabilirdi ki? Doksan dakika hiç kıpırdamadan izlediğim, net hatırladığım ilk maç 1989 yılındaki Monaco maçı. Bir daha da hiç durmadım. Üç kuruş harçlığımla yıllarca her hafta sonu kafelerde, yaşlı amcaların arasında izledim takımımı. Büyüdükçe sadece izlediğim yerler değişti. Bugün hala iş yerinde bir şeye canım sıkılsa