Kayıtlar

Eylül, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HAYATIMIN FİLMLERİ #33.First Blood#

Resim
33. First Blood   (1982) Yönetmen: Ted Kotcheff Oyuncular: Sylvester Stallone , Brian Dennehy , Richard Crenna Imdb notu: 7.5 Veee işte benim jenerasyonun en büyük kahramanının hikayesinde sıra... Çocuk akılla, kafaya annenin toz bezlerinden en kırmızısını bağlayıp, sokaklarda o duvardan bu ağaca az zıplamadık, ağızda tahta bıçakla, Rambo'yum ben diye! Süpermen, Örümcek adam tanımam ben. John Rambo'yu bilirim. Aslında sadece benim değil tüm s inema sektörünün, çizgi romandan gelenler de dahil, yarattığı en büyük kahramanının hikayesi bu film ile başlar. Sonradan kaçınılmaz şekilde gelen d evam filmleri ise bana aynı tadı vermez.  Onlarda işin b.ku çıkmıştır çünkü. "Rambo'yum ulan ben" diye dalar onlarda. Artık piyada Rambo bıçağı diye birşey vardır, Rambo atleti diye kolsuz atlet satılmaktadır! Ben ise ilk filmdeki bezgin halini severim. "Unumu eledim eleğimi astım, bi ..ttirin gidin başımdan" hallerini severi

AH BE ARDA ORDAN VURULUR MU?

Resim
Ah ulan ah! Topu topu bir tane dizi vardı izlediğimiz o da p.ç oldu. Gerçi ben yine izlerim hatta Leyla'nın yokluğu hiç farketmez ama Ushan Çakır'ın oynadığı Arda karakterini özleyeceğim. "Arrrdayım ben Arrrdaaa tıs tıs tıs..." Zaten ismi "Leyla ile Mecnun" olan dizide Leyla'nın değil de Arda'nın gidişine üzülüyorsak Ezgi Asaroğlu'nun oyunculuğu için gerisini siz düşünün. Hatta dizinin adı "Leyla ile Mecnun" değil de "İsmail abi ile Erdal bakkal" olsa daha bir zevkle izlerim o derece. Diziyi izlemeyen veya "ne diyor la bu?" diyen arkadaşlar mevzuya şurdan uyanabilir. Dizinin nasıl bir kafada olduğuna örnek olması açısından : - Ardayım ben ! - Nerdesin ? bir de şöyle bir şey var:)

HAKAN BALTA VE GÖKHAN ZAN "AFFEDİLMEYENLER"

Resim
Galatasaray:2- Eskişehirspor:0  (Gökhan, Melo) Önemli bir davete katılmam gerektiği için maçı izleyemedim. Bu sene ilk fireyi erken verdik umarım son olur :) Açıkçası maçtan önce, gol yemeden iki farklı kazanacağımızı hiç tahmin etmiyordum. Mutlaka çok zorlanırız ve mutlaka gol yeriz diyordum ama duran toptan erken gelen gol sayesinde oldukça rahat bir galibiyet olmuş. Selçuk duran topların kullanımında cidden büyük fark yarattı! Özetlerde gördüğüm ve ortak yorumlardan anladığım kadarıyla Ujfalusi ve Melo  maçın en çok sivrilen iki oyuncu olmuş. Melo için söylenecek o kadar çok şey varki... Galatasaray formasıyla izlediğim en komple orta saha oyuncusu. Hakan'daki düzelmeye ve  Gökhan'ın gol atmasına ise özellikle sevindim. Geçen sezon bu ikilinin kulaklarını ben de bolca çınlatmıştım ama bu sene iyi oynamalarına takımın çok ihtiyacı var. Pekçoklarının aksine ben, elimizde Servet-Gökhan ikilisi varken 2. bir yabancı stopere karşıyım. Bu yüzden Servet sakatken Gökhan

ESKİŞEHİRSPOR'LU "DEMİR GÖMLEK" FETHİ

Resim
"Galatasaray, Eskişehirspor'a 3-5-8 oynar, Baros Sercan'ı keser, Ujfa Batuhan'a köser"  tadında bir yazı okumak isteyenler bugünlük beklesin, benim bu satırları yazma sebebim Türkiye'de başka örneği olmayan çok ilginç bir başarıya imza atmış bir zattan bahsetmek. Futbolu bıraktıktan sonra akademik kariyerine devam edip maliye profesörü olmuş bir futbolcu,  Eskişehirspor efsanesi Fethi Heper! Herhangi bir futbolcu için bile bu müthiş bir başarı hikayesi olabilir ama bu kişi, 1969-70 ve 1971-72 yıllarında iki gol krallığı bulunan, Metin Oktay sonrası 10 yıllık dönemin en büyük golcüsü! Çoğu topçunun kafasıyla bile yetişemeceği yükseklikten gelen, şut sertliğindeki topları bile göğsünde kontrol etmesi nedeniyle bu lakabı almış. Demir Gömlek... Benim jenerasyon maalesef Eskişehirspor'u Sergen'in son demlerinde formadan taşan göbeğiyle hatırlasa da, o formayı giymiş en büyük futbolcu Sergen değil tabii ki.  Hakkında yazılmış harika bir yazı için

ARDA vs MESSİ ?

Resim
Merak edilen soru, bu akşam 23:00'te NTV Spor'da cevabını bulacak... Şaka la şaka ne sorusu:) ama güzel maç olacak, Falcao falan da var herkese iyi seyirler!

KAYSERİSPOR:0 - FB:1 "Futbol yok!"

Resim
Fenerbahçe'nin böyle bir onbir ile  hala kazanmaya devam etmesi hakikaten komedi. Özellikle bu akşam bu futbolla kazanması tam bir mucizeydi. Maçın adamı  Yobo hatasız oynadı. Alex uzun zaman sonra ilk kez kötüydü. Bu yaşta 3 günde bir maç oynayınca normal tabi. Maçın diğer iyileri de Caner ve Volkan'dı. Caner çok garip bir adam. Galatasaray'da ilk izlediğimde şöyle düşünmüştüm:  "Tekniği iyi, süratli ve en güzeli güçlü de. Birazcık akıllı oynayabilirse çok iş yapar bu çocuk". Aaa bir baktım ne aklı?? Galatasaray'ın, son 10 yıl içinde Avrupa'da ilerleyebildiği en üst turdan, tek başına batırdığı 2 Atl. Madrid maçıyla elenmesini sağladı! Bu seneye yine iyi başladı ama... Değil 4, bir 44 maç daha böyle oynarsa ancak o zaman hakkında güzel şeyler söylemeye başlarım. Dünyanın en istikrarsız futbolcusudur Caner! Amrabat çok acayip bir adam. Bireysel yetenek olarak Quaresma ile kafa kafaya kapışır ama oyun zekası çok çok düşük ve kesinlikle takım oyun

-10 kişiyle bu kadar. -Ne kadarr??

Resim
Karabükspor:1 - Galatasaray:1   (Melo) Federasyonun müthiş saat seçimi sayesinde ilk 20 dakikayı kaçırdım. Sağanak yağmur altında 120km/h hızla bir iki kaza tehlikesi atlatıp evin kapısından girdiğimde Muslera'yı atılmış, takımı da 10 kişi geriye yaslanmış, iki top yapamadan bekler halde buldum. Koca maçta böyle geçti gitti zaten... Ben zaten oldum olası Galatasaray'ın 10 kişiyle maç kazandığını hatırlamam. Tamam bu halde Karabük gibi bir deplasmanda beraberlik kötü değil ama arkadaş bir tane adam gibi kontraatak, 10-15 dakikada olsa baskı, hücum denemesi olmaz mı hiç? Beşiktaş'ın örneğin Daum zamanında, Lucescu zamanında iki üç maçı eksik takımla geriden gelip kazandığını, sanki eksik değilmiş gibi kafa kafaya oynadığını net hatırlıyorum. Hatta daha dün Manisaspor, Fenerbahçe karşısında 10 kişiyle bir ton pozisyona girmedi mi? Kafa kafaya oynamadı mı? Baros'un bir anlık becerisi olmasa, koca maç kuzu kuzu bekleyip, efendi gibi yenilip "eee yapacak bir şey yok

FELİPE MELO vs ELANO

Resim
Ben de bu Elano nasıl oluyorda Brezilya milli takımında oynuyor diye düşünüp duruyordum. Meğer Melo onun yerine de koşuyormuş :D

ELMANDER MAÇI ÇEVİRDİ

Resim
Galatasaray:3-Samsunspor:1   (Melo,Elmander,Selçuk) Elmander'in maçı getiren golünde Sercan'ın pası harikaydı. Ah bir de top kontrolü olsa.. Haftaya muhtemelen Elmander onbirde, Baros kulübede başlar. Hakan Balta uzun zaman sonra ilk kez bugün iyi oynadı. Bol bol atağa çıktı, hep böyle Hakan kendini affetirmen için hep böyle. Kırmızı kart ve penaltı kararı çok ağırdı. Elmander gövdesine aldığı darbeyi yüzüne almış gibi göstererek kendini abartılı attı. Zaten kahramanı olduğu bir maçta bu işler hiç şık değildi. Melo yine muhteşemdi. Maşallah diyelim! Mustafa Sarp'ın golünden sonraki tripleri hiç yakışmadı. GS'a transfer olduğu ilk günlerde, kendimi bildim bileli Cimbom'luyum diye gözleri dolu dolu GS aşkını anlatan adam o değildi sanki. Lig tv sahaya çıkan onbiri dizerken Ebou'yi bek, Sabri'yi orta sahada gösteriyordu ama çok şükür böyle olmadı. Sabri kendi yerinde yani bekte oldukça iyi oynadı. Eboue orta sahada biraz fazla pas hatası yaptı ama sahip

Gaziantepspor:1 - Fenerbahçe:3 Tolunay Kafkas ve "hücumederseölür" hastalığı

Resim
Geçen sene kadro olarak en beğendiğim takımların başındaydı Gaziantepspor. Hatta ilk 11 kalitesi olarak  FB-BJK ve TS dışındaki diğer tüm takımlardan (GS dahil) açık ara daha iyiydiler. Rotasyonları için kapalı alanda da iş yapabilecek hücumcu orta sahalar bularak ve ilk onbire de sadece sağ bek ve ön liberoya çok kaliteli birer yabancı alarak bu sene şampiyonluğun en ciddi adaylarından biri olabilirlerdi. Tolunay hoca ise ne mi yaptı? Hürriyet'i gönderip onun yerine 4 tane daha vasat ön libero aldı! Aldığı adamlardan sadece Bekir Ozan 'ı almalı, diğer üçünün yerine mutlaka, oyunu açmak için kullanabileceği hücum oyuncuları bulmalıydı. Bu sene zirveye oynayacaksa bulmak zorundaydı. Fakat kafa hep gol yememekte, konta atakta, sertlikte olduğu için, elimdekiler yeter, aman savunma (!) dedi, takımı zerre kadar geliştiremedi. Bu kafayla gidince, bugünkü gibi Wagner dökülünce de yerine Bekir'i oyuna almak zorunda kaldı! Olcan ve Popov gerçekten iyi futbolcular, fakat S

Helal olsun be çocuklar! Inter:0 - Trabzonspor:1

Resim
Geçen seneki harika takımın ilk onbirinden en değerli 7-8 adamını kaybettikten sonra bu sene Trabzonspor'dan pek birşey olmaz diye bir önyargım vardı. Baştan aşağı yeni oluşturulan takımı, bu sene ilk kez Inter önünde 90 dakika izleme şansı buldum. İyi bir ilk izlenim oldu haliyle! :D Zaman zaman çok zor anlar yaşasak da Trabzonspor bu gece gerçekten tarih yazdı. Maçın adamı tartışmasız kaleci Tolga idi. Bu müthiş galibiyete bu kadar sevinmemin bir nedeni de bu zaten. Hatırlayanlar olacaktır 2 sene önce daha Onur piyasada yokken kale Tolga'ya emanet edilmişti. Gayet de iyi oynarken talihsiz bir diz sakatlığı geçirip neredeyse tüm sezon sahalardan uzak kalmış ve kaleyi de Onur'a bırakmıştı. Onur mükemmel bir performans sergileyince de geri devralamamıştı. Kader bu ya, Onur da aynı şekilde ciddi bir sakatlık yaşayınca devleşme sırası tekrar ona geldi. Tolga yanlış hatırlamıyorsam, sakatlığı sırasında, takıma faydalı olamadım, aldığım paranın hakkını veremedim diye hiç par

Kaldığı yerden...

Resim
İBB: 2 - GALATASARAY: 0 Kazım Galatasaray'a geldiğinden beri en kötü maçını oynadı. Çıkan onbirin hücuma dönük tek orta saha oyuncusuydu ve bu yükü kaldıramadı. Eboue'yi içeride kullanıp, solda; hazırsa Riera değilse Engin ile başlamak şarttı. Sabri'den orta saha iç oyuncusu ol-maz! Culio ideal olurdu, Yekta olabilir, Eboue olabilir ama Sabri olmaz. Hocam Allah aşkına ısrar etme. Muslera ilk golde yüzde yüz hatalıydı ama 3 tane de aynısından çıkardı.  Camiada Melo 'nun bugün iyi oynamadığı kanısı hakim. Bu kötü hali ise, ileride Lorik Cana'ya çiple futbol yeteneği eklenmiş bir adam izleyeceğiz demektir, ben çok beğendim.    Baros da iyi değildi ama mücadelesi ve fiziği beklediğimden yukarıdaydı aslında. Oyundan çıkarıldığında direk soyunma odasına inmesi ise canımı sıktı. Bu senenin mutsuz çocuğu da Baros olacaksa yaşadık demektir. Bu taraftar 2 yıldır Baros'u bekliyor, böyle bir hakkı yok. Çağlar hücuma hiç destek veremiyor . Bugün bir kez daha belli

HADİ BİZİM OĞLAN

Resim
Baros 2-3 maç sonra yine sakata bağlayabilir (ki artık bunu öngörmemek aptallık olur), öyleyse sen de sadece Elmander ile (ki onunda son 2 sezonunu genelde forvet arkası oynayarak geçirdiğini düşünürsek) koca sezonu geçiremezsin.  Üçüncü bir forvet transferi şarttı ve Türk olmalıydı. Hal böyle olunca Sercan'ı 3m€ 'ya iyi bir transfer olarak değerlendiriyorum. Tek sıkıntı, bu seneki transferlerin biraz fazlaca  "ya tutarsa" tarzı olması fakat henüz geçen sene, bugün ödediğimiz bonservisin iki katına Rusya'ya gitmek üzereyken menajer dangalıklığı yüzünden kapıdan dönen, 17-18 yaşlarında o yaş grubunun gelmiş geçmiş en iyi forvet performansını sergilemiş adamına da başka şans vermemek saçmalık gibi geliyor. Bu derece acayip bir süratlenme yeteneği ve ayak çabukluğu olan bir futbolcu, zayıf bir teknikle bile ligimizde iş yapabilecekken, gayet iyi (ortalama üzeri) bir tekniğe sahip Sercan'ın bir türlü beklenen çıkışı yapamamasının ana nedeni de artık herke

İyi insanlar tükenmemiş mücadeleye devam!

Resim
David Navara (dünya sıralamasında 42.) - Alexander Moiseenko (dünya sıralamasında 22.) Şu günlerde 128 sporcunun katılımıyla eleme usülü olarak, Rusya'da gerçekleştirilmekte olan ve dünyanın en iyi satranççılarının katıldığı, yüklü miktarda para ödülü olan Dünya Satranç Kupasında, insanlara sporda fair-play'in ne demek olduğunu hatırlatan, muhteşem bir olay gerçekleşti. İlk tur Türkiye'nin tek temsilcisi Barış Esen 'i eleyen Ukrayna'lı Alexander Moiseenko  ile Çek Cumhuriyetin'den David Navara 'nın 3. turdaki karşılaşması esnasında; Maçın 35. hamlesinde yukarıdaki konumda, siyah taşlarla oynayan büyükusta Navara, filini d6 karesine oynamak isterken eli yanlışlıkla filin hemen yanındaki şaha dokundu. Bildiğiniz gibi satrançta " dokunulan taş oynanır " kuralı olduğundan, Moiseenko rakibine şahı oynaması gerektiğini söyledi. Navara, elinin şaha yanlışlıkla çarptığını aslında Fd6 oynayacağını belirtti. Konuma tekrar bakan Moiseenko, bu seviy

Aranan kan o mu? "Albert Riera Galatasaray'da"

Resim
Bahsi geçen yıldızlardan sonra sonunda, nispeten daha az tanınan Albert Riera ile sözleşme imzalandı. Böylece sol kanat kontenjanı da bu sezonluk Riera-Engin ikilisi ile kapatılmış oldu. Arkadaş 26 yaşına kadar Mallorca, Bordeaux, Espanyol ve Manchester City formaları giymiş ki benim o yıllarda kendisinden haberim dahi yoktu. Daha sonra 2 sezon Liverpool 'da oynadı ve benim gibi pekçok futbolsever de kendisini o yıllardan tanıyor.  Stil olarak Kewell'a benzer bir adam diyebiliriz. Tekniği ve özelllikle futbol zekası iyi. Pek golcü bir futbolcu değil ama isabetli pas yüzdesi yüksek. Şutları Kewell kadar olmasa da iyi, Arda'dan ise çok daha iyi. Bir kanat oyuncusu için çok iri kıyım bir adam (1.90 civarı boy). Çok süratli denemez ama fiziğine göre hızlı. (bkz.Fabio Pinto) Asıl soru işareti; Liverpool gibi bir takımdan dünyanın parasını verip alındıktan sonra Olympiakos, sadece bir sezon sonra neden (ödediğinin çok daha azına) elden çıkarmak istiyor??? Doğal olarak O

HAYATIMIN FİLMLERİ #34.The Deer Hunter#

Resim
34. The Deer Hunter   (1978) Yönetmen: Michael Cimino Oyuncular: Robert De Niro, Christopher Walken, Meryl Streep, John Cazale. Imdb notu: 8.2 Ülkemizde kendini "tutkulu bir sinemasever" olarak tanımlayan pek çoklarının izlemediği hatta adını bile duymamış olabileceği enteresan bir filmdir. İşin ilginci film, fazla popüler olmamış kült bir film değil aksine 1978 yılında 9 dalda aday olup, "en iyi film" dahil 5 dalda (en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi yardımcı erkek oyuncu, en iyi kurgu ve ses) Oscar kazanmış, sinema tarihinin en iyi filmlerinden biridir! Buna rağmen ülkemizde bu derece bilinmemesi nedeniyle, sanırım en iyi film oscarını kazanmış filmler arasında Türkiye için en "underrated" filmdir. Robert De Niro'nun belli başlı efsane filmleri hemen her hafta ekranlarda dönerken, hatta yaşlılık döneminde sırf para kazanma amacıyla oynadığı uyduruk komediler bile acayip prim yaparken, böyle bir başyapıtın adının bile bilinme