Kayıtlar

Mayıs, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SÜPER LİG'DE 2010-2011 SEZONUNUN EN İYİ ONBİRİ

Resim
İlk yarının en iyileri ve en kötülerini yazmıştık. 2. yarıdaki performanslar sonucunda bazı değişiklikler oldu tabi ve yıl sonunun en iyilerini yine kendi kriterlerime göre seçtim. Henüz lig biteli bir kaç hafta olmasına rağmen şimdiden Anadolu'da parlayanların büyük kısmı kapağı büyüklere attı bile... 1-Volkan Demirel   (Fenerbahçe):  İlk yarı sonunda buraya hiç düşünmeden Onur Kıvrak'ı yazmıştım ama maalesef 2.yarıda çok ciddi bir sakatlık geçirdi ve uzun süre uzak kaldığı formasıyla beraber, buradaki yerini de kaptırdı. Fakat hakkını da yemeyelim, her sene üzerine biraz daha koyan Volkan'ın büyük kaleciliğe terfi senesi oldu bu sene. Özellikle 2. yarıda pek çok maç takımını kurtardı. 2-Gökhan Gönül (Fenerbahçe): İlk yarı bittiğinde burada da istikrarlı futbolu ve bitmek bilmeyen gidip-gelmeleriyle Hilbert'in ismi yazıyordu ama bal yapmayan arı modeli 2.yarıda da devam edince, belki de Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi sağ beki diyebileceğimiz Gökhan

ŞAMPİYON

Resim
Sezon başında Aykut hoca ile aralarındaki gerginliği, o aralar herkesin dilindeki "artık Alex'siz bir FB olmalı" geyiklerini filan düşünüyor da insan.. 28 gol yahu... 34 yaşındaki bu adam, "bu sene Fenerbahçe şampiyon olacak" dedi. Onun önderliğinde Gökhan Gönül, Emre, Lugano ve Volkan sezona damgasını vurdular. Bu isimler kadar olmasa da, 2. yarı top oynamaya karar veren Andre Santos, gol yüküne ortak olan Niang, Kayserispor'da alıştığı "one-man show"luğu bırakıp iyi bir işçi olan Topuz ve Lugano'nun arkasını toparlayan gizli kahraman Yobo'yu da unutmayalım. Trabzonspor 'u da anmadan geçmek olmaz. En az Fenerbahçe kadar şampiyonluğu hakettiler. Kimsenin ondan bu tür bir şey beklemediği Burak belki biraz Alex'in gölgesinde kaldı ama benim gibi gerçek futbol aşıkları yıllar sonra bu sezonun geyiğini yaparken yılın adamı olarak onu anacaklar. Benim adıma işin en ilginci ise, Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonraki süreçte herkes

GÜÇ BİRLİĞİ

Resim
Dün gece % 100 Futbol programında, yeni (çiçeği burnunda değil o ne demek be) başkanımızı uzun uzun dinleme fırsatı bulduk. Seçim arifesinde iken rakiplerinden biri için söylediği "ben şimdiye kadar hiçbir çalışanımdan özür dilemedim" zırvası yüzünden, hakkındaki tek bilgim 70 yaşında bir milyarder olduğu olan Ünal Aysal ismine karşı ilk hissetiğim duygu maalesef antipati olmuştu. Bizi Adnan'lardan kurtaran beyaz atlı (saçlı) prens olması nedeniyle, onu sevmek için can atan taraftarını   "futboldan da betondan da anlamam" şeklindeki ilk demeçleri ile de oldukça şaşırtmıştı. Büyük bir merakla başkanın geleceğe yönelik planlarını dinlemek için bekliyordum. Sonunda dün gece canlı olarak başkanımızı dinlediğimde karşımda mükemmel hitap yeteneği olan, her kelimesini mantık süzgecinden geciren bir insan gördüm. Özellikle hazır cevaplığıyla beni çok etkiledi. Malum genel seçim dönemindeyiz, her gün dinlediğimiz onlarca siyasetçinin hepsinden daha etkileyici konu

HAYATIMIN FİLMLERİ #37.The Prestige#

Resim
37. The Prestige (2006) Yönetmen: Christopher Nolan Oyuncular: Christian Bale, Hugh Jackman, Scarlett Johansson  Imdb notu: 8.4 Şaheser... Gerçekten müthiş bir film. Hemen her başarılı film, hayranlarının yanında mutlaka sevmeyenlere de sahiptir ama ben bu filmi izleyip de beğenmeyen tek bir kişiyle bile henüz tanışmadım! Sırf bu anormal istatistiki bilgi bile nasıl bir filmle karşı karşıya olduğumuzu en güzel şekilde anlatıyor. Hikayemiz yüzyılın başında hızla değişmekte olan Londra'da, sihirbazların günümüz sinema veya müzik yıldızları gibi çok ünlü oldukları bir devirde geçiyor. Biri işin şov kısmını kusursuz sergileyen (Hugh Jackman) bir şovmen, diğeri ise müthiş fikirlerini şovun içine yedirme yeteneğinden biraz yoksun ama yaratıcılıkta sınır tanımayan bir dahi (Christian Bale) olan iki sihirbaz arkadaşı izliyoruz. En büyük gösterileri esnasında yaşadıkları bir facia ile yolları ayrılıyor. Böylece tüm hayatları boyunca sürdürecekleri müthiş bir rekabet,

KUPA BEŞİKTAŞ'IN !

Resim
Oturup şöyle tüm dikkatimi vererek, adam akıllı bir maç izlemeyeli uzun zaman olmuştu. Cimbom bu sene maç izleme keyfimizi iyiden iyiye kaçırdığından olsa gerek, son birkaç aydır sadece Barça-Real serisini izledim, onlarda bile bir gözüm bilgisayardaydı. Maça gelirsek ilk yarısı zevksizdi ama sonradan güzelleşti. Beklenenin aksine kafa kafaya bir oyun oldu. Belediye'nin kişisel kalitesizliğinin ön plana çıkabileceği en net alan penaltı atışları olurdu ve oldu da... Takım oyununda pek tökezlemeyen İBB, yıllardır oynadığı ve artık ezberlettiği oyununu, böyle kritik bir finalde tekrarlarken yine zorlanmadı fakat neticede iş penaltı atmaya kalınca yani top o noktaya dikilip hakem düdüğü çaldığında ne Abdullah Avcı'nın yapabileceği birşey kalıyor, ne de takım oyununun veya yardımlaşmanın esamesi okunmuyor. Milyonlarca kez söylenmiştir herhalde ama şu Belediye'nin yıllardır bu kadar iyi sonuçlar alması, ligdeki durumu, kupada final oynaması filan gerçektende küçük çaplı bi

Futbol sınır tanımaz!

Resim

HOŞGELDİN SAMSUNSPOR

Resim
Efsane Samsunspor, 2005-06 sezonunda veda ettiği evine sonunda döndü.   Eğer tüm takımlarını benim seçeceğim ideal bir süper lig organize edilecek olsa, direk koyacağım takımların başında Samsunspor olurdu. Aha aslında güzel fikirmiş bu bak.. Deneyelim bakalım: 4 büyükler, Bursaspor, Kayserispor, Gaziantepspor, Eskişehirspor, Gençlerbirliği, Ankaragücü, Samsunspor, Altay, Karşıyaka, Adanaspor, Kocaelispor'u da alırım ben, Denizlispor, Sakaryaspor bir de Sivasspor'u alalım hadi 18 oldu işte tamam neyse konumuza dönüyorum :) Sakarya ile beraber "futbolcu fabrikası" ünvanını sonuna kadar hakeden iki şehrimizden biri Samsun. Bence birincisi hatta.Tanju Çolak, Serkan Aykut, İlhan Mansız, Tümer, Celil, Kaptan Ercan, Cenk İşler, Ertuğrul Sağlam gibi muhteşem futbolcular yetiştirmiş, özel seyircisiyle, bu güzel futbol şehrinin takımını tekrar süper ligde izlemek çok zevkli olacak.  Bu sene de k urt hoca Hüseyin Kalpar , golcüler  Simon Zenke ve Akeem Agbetu , orta sahan

İnsan hissettiği yaştadır...

Resim
Emmanuel Emenike  

Egemen Korkmaz & Beşiktaş ?

Resim
Sezonun bitmesine sayılı haftalar kala, her zaman olduğu gibi transfer söylentileri yine hızlandı. Dün gündeme gelen en büyük bomba ise Egemen Korkmaz-Beşiktaş birlikteliğiydi. Eğer gerçekleşirse bence Beşiktaş için çok yerinde bir transfer olur. Sivok ve Ferrari ile yolların ayrılacağını var sayarsak elde sadece İbrahim Toraman kalıyor. Ersan'ın bonservisi alınabilse bile en az iki adet stopere daha ihtiyaç var kadroda. Egemen'i çok beğendiğimi bir kaç kez daha bu satırlarda yazmıştım. Şu an Servet, Serdar Kesimal, Ömer, Emre Güngör ile birlikte ligin  "iyi" birkaç Türk stoperinin başında geliyor Egemen!  Hatta daha da ileri giderek onu eldeki İbrahim Toraman'dan 1 gömlek daha iyi bulduğumu söyleyebilirim. Çarşı'nın hırslı futbolculara olan özel sevgisi düşünüldüğünde Egemen tam bir biçilmiş kaftan. Transfer gerçekleşirse başarılı olacağını ve kısa zaman sonra kaptanlığa bile yükselebileceğini tahmin etmek çok da zor değil.