Kayıtlar

Aralık, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HAYATIMIN FİLMLERİ #32.Sleeping with the Enemy#

Resim
32. Sleeping with the Enemy   (1991) Yönetmen: Joseph Ruben Oyuncular: Julia Roberts, Patrick Bergin, Kevin Anderson Imdb notu: 5.8 Listemdeki imdb notu en düşük film! Aynı şekilde sanırım en az bilineni de budur. Gişe rekorları kırmadı, herhangi bir ödül de almadı ama ilk izlediğim zamanlarda yaşımın da etkisiyle olsa gerek beni çok etkilemişti. Yıllar sonra tekrar izlediğimde, çok basit bir senaryosu olmasına rağmen hikayenin işlenişi ve sahnelerin sadeliğinin güzelliği ile beni tekrar kendine hayran bırakmıştı. Julia Roberts 'in canlandırdığı, obsesif kocanın takıntılı hallerinden bıkan ve ondan asla vazgeçmeyeceğini bildiği için kaçmak için müthiş bir plan yapan ezik ama zeki kadın karakteri filmi adeta sırtlanıyor. Sadece bir sene önce "Pretty Woman" ile patlayan ve yine o tarz romantik komedilerin kaymağını yıllarca yiyebilecek durumdaki Julia Roberts, bu enteresan hikayeyi tercih ederek çok iyi bir iş başarmış. Sadece Roberts değil tabi, Patric

İLK YARININ GÜMÜŞ VE BRONZ ONBİRLERİ

Resim
GÜMÜŞ 11   BRONZ 11

İLK YARININ ALTIN ONBİRİ !

Resim
1-Muslera: Galatasaray'ın onu alabilmek için neden bu kadar çok uğraştığını herkese gösterdi. Asında lige pek de iyi başlamamıştı. Henüz ilk hafta İBB karşısında elinden kaçırdığı topla gelen gol ve hemen ardından 3.haftada Karabük önünde 10. dakikada kırmızı kart görerek takımının 2 puanına mal olması, acaba uyum sorunu uzun mu sürecek dedirtti ama sonraki 14 maçta neredeyse hatasız oynadı! Bir çok maçta durum 0-0 iken kurtardığı net pozisyonlarla Galatasaray'ın bu maçları kazanmasında başrol oynadı. Geçen sene aynı şekilde maç ortada giderken yenen saçma sapan gollerle Galatasaray dünyanın puanını kaybetmişti. 2-Dede: Transferini ilk duyduğumda, tüm kariyerini B.Dortmund gibi bir dünya devinde geçirmiş bir yıldızın Eskişehir'i pek sallamayacağını düşünmüştüm. Özellikle de bir bek oyuncusu olduğu için, ilerlemiş yaşın (33) sıkıntıları hissedilecektir dedim ama adeta dün futbola başlamış gibiydi,17 maçın tamamında 90 dakika oynadı! Sadece asli görevi savunmada değil, 2

İLK YARININ LİDERLİĞİNDE EBOUE FAKTÖRÜ "Galatasaray:1-Manisaspor:0"

Resim
Melo-Selçuk ikilisi tamam, Muslera müthiş, Ujfalusi süper, Elmander inanılmaz evet... Fakat benim için, Galatasaray'ın Beşiktaş maçından sonra başlayan müthiş yükselişinin ve galibiyet serisinin bir numaralı mimarı bu adamdır. Bir insan evladı sağ bek pozisyonundan takımına bundan daha fazla katkı veremez! Yıllardır Sabri'yi sağ bek diye izledik, hatta Gökhan Gönül'den sonra ligin en iyisi olduğuna da herkes hemfikirdi ama abi... Gökhan Gönül ne ki? Fatih Akyel, Capone... Hatta  Perez'i bile  unuttum ki nasıl sevdiğimi bilen bilir .  Ben daha defansta Eboue 'nin kaybettiği bir ikili mücadele izlemedim. Hücumda ise açık ara takımın en fazla kanat bindirmesi yapan adamı (iki açık oyuncusunun önünde)... Fatih hocanın joker saçmalığıyla sol açık oynattığı maçlardan birinden sonra, bu adam Galatasaray'a yararlı olamayacak gibi bir laf etmiştim. Sanırım bu yaşıma dek futbolla ilgili yaptığım öngörüler içinde en rezili budur :) İkinci yarı Afrika kupası yüzünden

AMRABAT'IN EDERİ!

Resim
Kayserispor Amrabat için Eboue+ Elmander+ 5milyon € istediğini açıklamış.  Benim daha gerçekçi bir teklifim var: Küçük Melo ile takas edelim. S onuçta onun da 1 golü var  , mantıksız değil yani...

DİKKATLİ VE DÜZENLİ "Orduspor:0-Galatasaray:2"

Resim
Bu hafta her gördüğüme bu maç Baros 'un maçı olacak dedim durdum. Leblebi gibi gol attığı çok formda zamanları da oldu ama son üç maçtır izlediğim Baros 'da iki yönden dikkat çekici, farklı bir durum var. İlki, futbol oynamaktan hiç almadığı kadar çok zevk alıyor. Elmander ile beraber oynamak onu inanılmaz rahatlattı.  İkincisi ise ilk kez bu kadar uzun zamandır sakatlıktan uzak kaldığı için olsa gerek, çok güçlü. Hatırlayanlar olacaktır geçen hafta Glowacki bir hava topunda zamanlama hatası yaparak Baros'un üzerine düştü. Geçen seneki Baros olsa, Glowacki daha havadayken yerle yeksan olur, yarım saatte kalkmazdı. Şimdi ise sanki tepesinde Glowacki yokmuş gibi depara devam etti. Sanırım Elmander'in terminatörvari dayanıklılığından o da etkileniyor. :) Galatasaray 2006 'dan beri ilk kez (2008'in şampiyon takımı dahil) takım oyunu oynuyor. Birbirini tamamlayan futbolculardan oluşan bir kadro var. Bir çırpıda sayılabilecek bir sürü eksiklik de var ama futbol o

DÖNÜYORUM!

Bazı mecburi sebepler yüzünden yaklaşık bir aydır yazamadığım bloguma bu cuma dönüyorum. Görüşürüz...