KUPA BEŞİKTAŞ'IN !


Oturup şöyle tüm dikkatimi vererek, adam akıllı bir maç izlemeyeli uzun zaman olmuştu. Cimbom bu sene maç izleme keyfimizi iyiden iyiye kaçırdığından olsa gerek, son birkaç aydır sadece Barça-Real serisini izledim, onlarda bile bir gözüm bilgisayardaydı.

Maça gelirsek ilk yarısı zevksizdi ama sonradan güzelleşti. Beklenenin aksine kafa kafaya bir oyun oldu. Belediye'nin kişisel kalitesizliğinin ön plana çıkabileceği en net alan penaltı atışları olurdu ve oldu da...

Takım oyununda pek tökezlemeyen İBB, yıllardır oynadığı ve artık ezberlettiği oyununu, böyle kritik bir finalde tekrarlarken yine zorlanmadı fakat neticede iş penaltı atmaya kalınca yani top o noktaya dikilip hakem düdüğü çaldığında ne Abdullah Avcı'nın yapabileceği birşey kalıyor, ne de takım oyununun veya yardımlaşmanın esamesi okunmuyor.

Milyonlarca kez söylenmiştir herhalde ama şu Belediye'nin yıllardır bu kadar iyi sonuçlar alması, ligdeki durumu, kupada final oynaması filan gerçektende küçük çaplı bir mucize. Çok dengesiz bir kadroları var. Takımın birkaç bölgelesi oldukça iyiyken, diğerleri vasat bile değil.

Kadroya tek tek bakınca insanın içi acıyor neredeyse. Forvet hattını çıkarsak kümede kalması bile imkansız gibi geliyor insana. Stoperler Metin Depe ve Can Arat ligin en yeteneksiz, tekdüze savunmacıları, ön libero Mahmut süper lig için çok yetersiz. Ekrem Ekşioğlu, Cihan Haspolatlı ve Rızvan Şahin ile iyi defans yapmaya çalışmak ve bir dereceye kadarda başarmak nasıl bir ütopyadır düşünün :)

Fakat diğer yanda ise yani hücumda, İbrahim Akın, Tum, İskender, Holosko ve Gökhan Ünal gibi isimler var. Bir Anadolu takımı için rüya gibi isimler bunlar. Kaleci Hasagiç ligin en iyi kalecilerinden. Holmen'de oldukça kaliteli, düz ama çok dayanıklı ve yararlı bir futbolcu. Seneye mutlaka aralarında böyle uçurum olmayan isimlerden bir kadro kurmalı ve daha üst sıraları hedeflemeliler artık. 

Tekrar maça dönersek sahanın en iyisi tartışmasız Fernandes'ti. En güzel penaltıyı da o attı hatta :) En kötüsü de onun üç beş adım önünde oynayan Guti'ydi. Guti'nin yerine herhangi bir amatör futbolcu bile olsa çok daha faydalı olurdu dün gece. Almeida Bobo'nun yerine girdikten sonra oyuna hareket geldi. Bobo, maç sonunda yaptığı açıklamada "BJK formasıyla son maçımdı" dedi ama son performansının böyle olmasını kabullenmesi kolay olmasa gerek.

Tayfur'un başarılı bir teknik direktör olup olamayacağını görmek için daha çok zamana ihtiyacımız var. Kariyerinin hemen başında böyle bir kupa kazanması çok güzel oldu. Seneye Beşiktaş'ın ona emanet edileceğini zannetmiyorum fakat ileriye yönelik olarak çok umutluyum, bence hocalık karizması var. Basın toplantılarını da izlemeyiverin canım. :)

Yorumlar

  1. boz baykuşlar çok bozdu. hani öyle böyle değil bozdu bozdu bozdu tam bozmaz dedim gene bozdu. bozdu bozdu çok bozdu. ama maçı izlemedim yani.

    YanıtlaSil
  2. Hahahaha süpersin... (bkz: Lost çok bozdu)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

FELİPE MELO RÖPORTAJI

Djiehoua: Futbol Canavarı

HAYATIMIN FİLMLERİ #41.Ip Man#

HAYATIMIN FİLMLERİ #46.The Pianist#

Şampiyonlar Ligi 3.torba aşkına

Transferdeki akıl durgunluğunun son adımı: Engin Baytar

HAYATIMIN FİLMLERİ #30.Rain Man#

35'lik Cris ve Cruzeiro 2003

HAYATIMIN FİLMLERİ #31.Old Boy#

SPOR TARİHİNİN EN BÜYÜK 10 AYARI