MANİSASPOR DA DÜŞTÜ!


Bu haftaki Karabükspor mağlubiyetinin ardından düşmesi kesinleşen ilk takım Ankaragücü oldu. Ligin ilk haftalarından beri zaten beklenen bu gelişme sürpriz değil tabi ama benim düşünceme göre bu hafta, düşen 2. takım da (matematiksel olarak kesinleşmese de) belli oldu. Hayati önem taşıyan maçta, kendi sahasında karşılaştığı direkt rakibi Gaziantepspor önünde hiçbir varlık gösteremeyen Manisaspor'u da bu saatten sonra Ankaragücü ile birlikte Bank Asya'da düşünebiliriz. 

Puan durumuna bakıldığında bu tip kesin söylemler için henüz çok erken gibi gelebilir ama oynan(amay)an futbol,  şehirdeki hava, tribünlerin desteğini çekmesi, rakipleri ile arasındaki tutku farkı vs. herşeyi anlatıyor.


İşlerin bu raddeye gelmesi gerçekten inanılmaz çünkü ligin 12. haftası bittiğinde bu takım liderin sadece 3 puan gerisinde ve 3. sıradaydı! Takımı çok iyi tanıyan Kemal Özdeş yönetiminde, özellikle konrataklarda çok etkili olan tehlikeli bir ekip izlenimi vardı. Henüz katkı alınamayan Makukula/Kahe gibi silahların da katılımıyla daha da iyi olabilecekleri düşünülüyordu. O silahlar hiçbir zaman katkı veremedi ve son 6 haftaya gelindiğinde Makukula'nın artık şapkadan tavşandan çok daha fazlasını çıkarması lazım.

Aslında sezonun ilk önemli olumsuz gelişmesi Galatasaray'da yıllarca beklenen patlamayı Manisaspor'da yapan Mehmet Güven'in ciddi sakatlığıydı. Orta sahanın defansif yükünü Yiğit İncedemir ile birlikte çeken Mehmet Güven'in ciddi sakatlığı sonrası forma Nizamettin'e kaldı. O da aynı oranda beklentileri karşılayamadı.

Defansif anlamda durum bu iken topu hücuma taşıma işi ise sadece 36 yaşındaki Murat Erdoğan'ın ayağına bakıyordu. Bu yaştaki bir adam için Murat aslında beklenenden çok daha fazlasını yaptı. İlk yarıda tam bir Veron'luk yapan Murat'ın pili (doğal olarak) 2.yarıda tamamen bitti. Murat Erdoğan'a Veron benzetmesi yapmamın tek nedeni fiziksel benzerlik değil. Hatırlarsınız 2010 dünya kupası grup maçlarında önüne geleni perişan eden Arjantin orta sahasının en büyü kozu herkesin bitti gözüyle baktığı 35 yaşındaki Veron idi. Grup maçlarında döktüren Veron takımı elemelere kadar taşımış, fakat elemelerde aynen Murat'ın yaşadığı düşüşe paralel bir düşüş yaşamış ve Arjantin 'in onun üzerine kurulu sistemi de onun yokluğunda çökmüştü. Sene başında futbolu bıraktığını açıklamasına rağmen yalvar yakar döndürülen ve ilk yarıda çok kritik gollere imza atan, takımı ileri taşıyan Murat 'ın katkısı da 2. yarıda bıçak gibi kesilince Manisaspor aynen Arjantin gibi ligin sonunda tepetaklak oldu.

Defans hattı zaten hep rezaletti. Kalecisi bence ligin en az güven veren kalecisi. 3-5 maçta bir iyi refleksleriyle süper bir maç çıkarıp sonra üstüste net hatalar yapıp takımı yakabilen bir isim. Akaminko ve Klukowski lig ortalamasının çok altında. Keza sakatlanana kadar banko oynayan Hüseyin Tok da öyle. Defans hattında vasat üzeri tek isim Ömer Aysan ama o da sonuçta Ramos değil ve psikolojik zayıflığıyla takıma kolayca ayak uydurabiliyor.

Manisaspor adına üçüncü ve asıl belirleyici olan darbe ise devre arası transfer döneminde geldi. Takımın en önemli iki kanat hücumcusu Yiğit Gökoğlan ve Simpson takımdan ayrıldılar. Neden ayrıldılar, para mı asıl etkendi ne oldu bilemem ve açıkçası umrumda da değil ama sen bu iki ismi bir şekilde elinden çıkarmaya razı oluyorsan boşluklarını doldurmak zorundasın! 

Sanırım yönetim küme düşme tehlikesini öngöremedi ve nasıl olsa Ankaragücü var, Samsun ve Karabük'ün gidişatı da ortada, bize sıra gelmez diye düşündü. 

Potadaki en büyük rakipleri Samsunspor ve özellikle Karabükspor neredeyse sadece devre arası transferleriyle bile iyi bir takım kurabilecek duruma gelmişken, sen en değerli adamlarını elden çıkarırsan düşmen gayet normal! Can havliyle kurtarıcı diye getirilen isimler: Harbuzi, Pitbull ve Vuciceviç.

Harbuzi Gençlerbirliğindeki ilk senesinde benim beğendiğim bir futbolcuydu ama Maradona olsa 2 sene top oynamadıktan sonra bu durumdaki bir takıma kurtarıcı diye alınmaz! Alınanlardan sadece Vuciceviç istenen seviyede bir başlangıç yaptı ve ilk 2 maçında 2 gol buldu. Fakat maçların geneline bakıldığında o da büyük kurtarıcı olmaktan çok uzak.


Bu kadroda normal şartlarda Makukula ilk forvet, Kahe yedeği, Isaac ise 3. alternatif olur. Fakat sezon başından beri ne Makukula ne de Kahe piyasada hiç yoklar. Sorun nedir? 2 sezon önce ligin tozunu atan Makukula'dan neden hiç faydalanılamıyor bilen yok. Süper ligin en sakar, en savruk santraforu Isaac takımın tüm gol yükünü çekmeye çalışıyor. 1 tane atıyor 3 tane kaçırıyor...

Yine de bu kadar da başaşağı gidecek bir takım değildi Manisaspor. Burada da Ümit Özat ismi ön plana çıkıyor. Kemal hocanın son haftalarında da takım pek ışık vermiyordu doğru ama Ümit Özat takımı tanıyana kadar lig bitti. Kemal hoca devam etseydi şu an bu durumda olmazlardı buna eminim.
  

Yorumlar

  1. Eğer MİY puan silme cezası alırsa MİY düşer.

    YanıtlaSil
  2. @Selaminko: Öyle bir şey olacağını hiç sanmıyorum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

FELİPE MELO RÖPORTAJI

Djiehoua: Futbol Canavarı

HAYATIMIN FİLMLERİ #41.Ip Man#

HAYATIMIN FİLMLERİ #46.The Pianist#

Şampiyonlar Ligi 3.torba aşkına

Transferdeki akıl durgunluğunun son adımı: Engin Baytar

HAYATIMIN FİLMLERİ #30.Rain Man#

35'lik Cris ve Cruzeiro 2003

HAYATIMIN FİLMLERİ #31.Old Boy#

SPOR TARİHİNİN EN BÜYÜK 10 AYARI