DİKKATİMİ ÇEKENLER-2: Aydın Karabulut


Lig ortasında teknik direktör değişikliği bir takımı nasıl etkiler? Ülkemizde her sene ortalama 5-6 kez mutlaka yaşadığımız ve haliyle de aşina olduğumuz bir süreç bu.
Neler olur hoca değişince? Öncelikle mevcut ideal kadronun oynayan oyuncuları yeni hocanın gözüne girebilmek için bir tık fazla efor sarfetmeye başlar bu en bilineni, yani bu 1.. Daha sonra bir kaç hafta geçip de hoca takımı iyice tanımaya başlayınca, sistemi değiştirme cesaretini bulur/karar verir ve kadroda oynayan/az oynayan oyuncular arasında ufak tefek oynamalar yapar bu da 2..  3.ve son olarak ise ara transfer dönemine kapağı atabilirse yönetimi ikna edebildiği ölçüde (tuttuğunu getirmek suretiyle) kadroya takviyeler yapar..

Bizim gördüğümüz, alıştığımız genel geçer yöntem böyle.. Fakat ben Aydın 'da yaşadığımıza benzer radikallikte durum değişimi pek hatırlamıyorum. (Halen süper ligde iş bulabilmesi her aklıma geldiğinde canım sıkılan) Bülent Uygun'un, sezon başından beri doğru dürüst 18'e bile hiç almadığı ve muhtemelen devre arası gelse de kapağı bir alt lig takımına atıp biraz futbol oynayabilsem diye bekleyen Aydın Karabulut, Yılmaz Vural'ın geldiği gibi şak diye verdiği forma ile takımın kurtarıcılığına soyundu!

Elazığspor'un o ana kadar attığı gol sayısı sadece iki (rakamla 2) iken, Aydın'ın 90'ar dk. oynadığı ilk üç maçta yaptığı birbirinden güzel 4 asist ile (ki rakipler ligin kalbürüstü takımları olan Orduspor, Eskişehirspor ve Gençlerbirliği idi) Elazığ'ın lige tutunma hayalleri aniden tekrar yeşerdi..

Aslında 24 yaşındaki Aydın Karabulut, süper ligde bu yaşına kadar çok az süre almış bir oyuncu olsa da, genç yetenek takibi sevenler için çok çok tanıdık bir isim. Beşiktaş alt yapısından yetişip beklenen patlamayı bir türlü yapamayan genç yetenekler ordusunun askerlerinden biri de o.. 2006–2009 arasında BJK formasıyla (sol bek) oynadığı az sayıda maçta yaptıklarıyla bile, düz bir kanat oyuncusu olmaktan uzak, enteresan yetenekleri olan bir garip oğlan olarak yer etmişti aklımda.

Yılmaz hoca, Bülent Ertuğrul-Sezer Badur ikilisini aynı anda sahaya sürdüğünde en ufak bir ofansif katkı alamayacağını ve haliyle topu takımında tutamayacağını anlayınca, bu ikisinden birini tercih etti (şimdilik bu isim Sezer) ve onun önüne ayağı top yapan Köksal ile Aydın'ı yerleştirerek takıma bir yaratıcılık katmayı planladı. Aslında başardı da... Sanırım Yılmaz hocanın buluşuyla, bu yaşına kadar sadece sol bek ve sol açık oynamış olan Aydın'ı sol içte böyle iyi oynarken izlemek sadece beni şaşırtmış olamaz!

Gerçi aşırı motivasyon sonunda ters tepti ve bu haftaki Kayserispor maçında rakibe güçleri yetmeyince, Aydın sorumluluğun getirdiği stresi kaldıramayıp kırmızı kart gördü. Bu da mental problemleri iyi bilinen Aydın için önemli bir eksi not oldu. Yine de cezası bitip döndüğünde Yılmaz hocanın yine formayı ona vereceğinden hiç kuşkum yok.

Size abartı geleceğine eminim ama hem stil, hem de fizik yapısı olarak Aydın bana Arda'yı çok andırıyor. Onun gibi kısa sayılabilecek boyuna rağmen kuvvetli, yaratıcılık problemi zaten hiç yok, hatta aşırıya kaçan bir çalım sevdası var, ikili mücadelelerde vücudunu (kalçasını) kullanmayı iyi biliyor vs..

Ben Aydın'ın bu seneden itibaren süper lig seviyesinden bir daha hiç düşmeyeceğini ümit ediyorum. Bu kadar büyük bir yeteneği, böyle bir mücadelecilik ile birleştirebilen futbolcu sayısı çok çok az çünkü... 

Yorumlar

  1. Aydın Kayseri maçında kırmızı kart gördü. Bunuda çok iyi yorumlamak gerekiyor. Kırmızı kartına şaşırdımmı hiç şaşırmadım. Bu oyuncuya nasıl güvenebilirizki.

    YanıtlaSil
  2. bu çocuğu bjk almanyadan getirmişti. yetenekli eleman. bjk'ın çok kötü bir döneminde gitti yazık etti kendisine. inşallah geri dönüşü güzel olur.

    YanıtlaSil
  3. @Celal Abbas: Yazıda da değinmiştim, kafa yapısı Batuhan'ın bir tık altı ve en büyük handikapı da bu zaten..

    @Selaminko: Geri dönüş için ilk ve en büyük adımını attı ama bu sezon bir daha o kart olayı gibi saçmalıkları tekrarlamaması şart. Yılmaz Vural bu, işin ucunda dayak da var :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

FELİPE MELO RÖPORTAJI

Djiehoua: Futbol Canavarı

HAYATIMIN FİLMLERİ #41.Ip Man#

HAYATIMIN FİLMLERİ #46.The Pianist#

Şampiyonlar Ligi 3.torba aşkına

Transferdeki akıl durgunluğunun son adımı: Engin Baytar

HAYATIMIN FİLMLERİ #30.Rain Man#

35'lik Cris ve Cruzeiro 2003

HAYATIMIN FİLMLERİ #31.Old Boy#

SPOR TARİHİNİN EN BÜYÜK 10 AYARI